
Denge, birbirini tamamladikca saglandi. Bir butun ise donuserek dengelendi. Kadin-erkek dengesi ve donusumu yeni nesilleri, sicak-soguk dengesi ruzgarlari ve mevsimleri, gunduzun geceyi kovalamasi zamani-kavrami, dogum-olum yeni yasamlari ve yasamsal deneyimleri getiriyor. Hep devinip duruyorlar, hic durmadan.
Dogaya aykiri bir durum var yani. Insanoglu buyuk bir donusume ayak uydurabilecek yapida olmali halbuki. Butun canlilar buyuk bir dongunun bir parcasi olmasina rahmen neden ruhumuz sakin bir limana, kuytu bir sessizlige ihtiyac duyuyor. Beynimiz, vucudumuzla dogru orantili yaslanmadigi gibi, ruhumuzda bedenimize aykiri. Manyetik cekiciligi icin boyle mi olmasi gerekiyor. Yani zitliklarimiz mi dengelerimizi olusturuyor?
Doga herseyi yorungesine oturtmusta bir ruhlarimizi, benligimizi kontrol edemiyor. Hep bir protest, hep bir sorgulayici, Karakterlerimiz dunyaya dur diyebildigimiz surece gelisiyor, veya siradanlasiyoruz. Saatleri tersine cevirmek istedikce anliyoruz kadir kiymeti. Gunesin battigi gibi dogdugunu da goremedigimizden sabirsizligimiz, tahammulsuzlugumuz. Her yeni yasimizin bizden alip goturduklerini ve bize biraktiklarini gormemize ragmen, hep yenilenecegine inanabiliyoruz kalp kirikliklarimizin. Yasam sonuc olarak ruhun bedene karsi cikisi. Yoksa heveslenmek, sevinc duymak, arzu etmek, hayal etmek, hangi isin dogasina uyuyor? Hepsi gecici. Ondan belki gecis donemlerimizin gecisip durmasi.
2 yorum:
Sevgili Lunatic,
Ses soluk yok,hayirdir.
Bu arada kitaptan uyguladigin tarifleri bekliyorum hala :))
Selamlar.Sule
Sevgili Lunatic,
Ses soluk yok,hayirdir.
Bu arada kitaptan uyguladigin tarifleri bekliyorum hala :))
Selamlar.Sule
Yorum Gönder