Pazar, Mart 10, 2013

Sinanay



Toronto ya tasinali 2.5 seneyi gecti. Bazen uzun senelerdir burada yasiyormusum gibi hissediyorum, bazense oyle gunler oluyor ki bir o kadar yabanci geliyor hersey. En cokta uzaktaki sevdiklerimi hatirladikca icim ciz ediyor, kus olup ucasim geliyor. Sonra bu kisa surede burada baslayan yeni dostlarim icimi serinletiyor, iyi ki bu ulkeye gelmisim diyorum. Insanin sadece ruhunda olan olusan bu gel-git lere "gurbet" deniyor. Mutlu olmak icin "entegre olmak" sart diyorum.
 Sonra gunlerden bir gun bir surpriz gerceklesiyor, memleketinin kokusu, gecmisinde yasadigin tum hayal kirikliklari, sevincler, ilk askin, soylemek isteyipte dogru sozcukleri bulamadigin tum sozler kus olup yanina geliyor!
Senin gibi konusan buyuk bir insan grubu ile gule oynaya giriyorsun iceri. Heyecanla bekliyorsun. "O" karsina cikip basbasa kalana kadar. Birden gerceklerle yuzyuze kaliyorsun. Gecmisinde her dertlendiginde, kulagina fisildadigi "gecer, gecer...neler neler gecmedi ki" diye basliyor soze.  "Bir cocuk sevdim, uzaklarda" ile hayatimizi uzaktan seyredebildigimiz gunlerimizi hatirlatiyor ardindan.."Beni unutma" diye senelerce icimize attigimiz duygularimizi haykiriyoruz, seslice ama kimse duymadan. "Biliyorsun" diye baslamistik ya hakikaten her soze, gencligimizde duygularimizi bir mantiga oturtmaya calistigimizda. Her gecen yil biraz daha farkediyoruz "kaybolan yillarimizi". "Gulumse" ve "Kucugum" ile baslayan sozler, hayatimizin en onemli toplu psiko-terapi seanslari olmuslar meger. Sonra "Salla" yiveriyoruz herseyi, bedenimizle butunlestirerek, yeri yerinden oynatiyoruz. Sadece "O" ve ben. Sarsiyor, aglatiyor, gulduruyor, helak ediyor...Icimizi disimiza cikariyor. Minicik bedenindeki kocaman kalbi gozlerinizle gorebiliyorsunuz. O da insan, siyah ve beyazlariyla. Ama cok degerli. Bagra basilasi.  Yasaminiz boyunca rehber olmus ruhunuzun soyleyemediklerine,  hep daha once davranarak.
Sonra gene cok ozluyorum ulkemi, gecmisimi. Ne cok yasanmisliklar var. Ne istersen yap. En buyuk duvar gecmisin, sen nereye gitsen gelmiyor. Orada kalip ustune eklemeni bekliyor  "arilar" gibi. Simdi biriktiriyorum, en yakin zamanda gidip bosaltacagim kufemi.

Ayni dili konustugun insan grubuyla cikiyorsun disari. Ama bu sefer herkes kendi ruhu ile basbasa. Aciklamaya calisiyor, teselli ediyor. "Tamam" diyor daha "sik besliyecegim" seni.
Kendimi dunyanin ayni caginda, ayni cografyasinda karsilastigimiz icin cok sansli sayiyorum. Iyi ki varsin Sezen!

Hiç yorum yok: